20 Şubat 2016 Cumartesi

DKBT: HER GÜN YENİDEN - ALİCE LAPLANTE




Kitabın Adı: Her Gün Yeniden
Yazarı: Alice LaPlante
Çeviri: Merve Duygun
Yayınevi: Feniks Kitap
Sayfa Sayısı: 312

Arka Kapaktan:

Hatırlamak, unutmak ve yeniden hatırlamak üzerine sarsıcı bir roman…

Geçmişinde başarılı bir cerrah olan ve iki yetişkin çocuğu olan Dr. Jennifer White, Alzehemeir hastalığına yakalanır. Bir taraftan bu hastalıkla mücadele ederken, diğer taraftan da parmakları kesilmiş bir halde ölü bulunan en yakın arkadaşının katil zanlısı olarak suçlanmaktadır.
Yalnızca hatırladığı zamanlarda kendisini temize çıkarmaya çalışmaktadır. Her Gün Yeniden, unutmak, hatırlamak, aile bağları, evlilik, arkadaşlık, annelik ve insan olmaya dair okurun hem yüreğine dokunacak hem de tüylerini ürpertecek bir hikâye… 

Eşsiz... Şiirsel ve sarsıcı.
- The New York Times Book Review

İlginç… Ustalık gerektiriyor… Eşsiz… Zorlayıcı… LaPlante unutmanın unutulmayacak bir portresini çizmiş. 
- The Washington Post Book World

Etkileyici… Zekice işlenmiş bir roman.
- Publishers Weekly

Ustaca ilerliyor… Hayal gücünün hayret verici bir oyunu.
- Chicago Tribune



   Oldum olası korkmuşumdur Alzheimerdan. Her an her şeyi unutma potansiyeline sahip biriyim ve bundan dolayı da yaşlandığımda ya işler daha kötü olursa diye aklımdan geçiririm dönem dönem. İşte bu kitap beni o korkularımla, merakımla yüzleştirdi, dehşete düşürdü, Alzheimer'ın insanı nasıl etkilediğini, Alzheimerlı birinin yakını olmanın zorluğunu çok çok daha iyi anlamamı sağladı.

    Kitap çoğunlukla baş karakter Dr. Jennifer White'ın gözünden yazılıyor. White son derece başarılı bir ortopedi uzmanı. Meslek hayatı boyunca mükemmel işler yapıyor, başarıları ile kendini kanıtlıyor amaa gel gelelim çocuklarıyla olan ilişkilerinde aynı durum söz konusu bile değil. Bir doktordan bekleneceği gibi narsisistik kişilik yapısı ağır basıyor, her daim kendini beğeniyor. Hayatını duygularından çok mantığı ile şekillendiriyor, bu benim Jennifer'da en beğendiğim özellikti sanırım. Fakat insan ne kadar akıllı mantıklı olursa olsun şu Alzheimer denen hastalık her şeyi alt üst ediyor.

Diğer bir baskın karakter ise Amanda. Jennifer'ın en yakın arkadaşı, komşusu ve katil damgası yemesinin sebebi... Jennifer Amanda'dan sürekli son derece kibirli birisi olarak  bahsediyor. Aynı zamanda dediğim dedik. Etrafında gördüğü her yanlışa müdahale etmeye meyilli. Eh her işe bu kadar burnunu sokan birisinin başına eninde sonunda kötü bir şeylerin gelmesi çok da şaşılacak bir durum değil diye düşünmeden edemedim kitabı okurken. Bu arada siz kitabı okuduğunuzda ne düşüneceksiniz bilmiyorum ama ben Amanda ve Jennifer'ın arkadaşlık ilişkilerini asla anlayamadım, bir tuhaflardı birbirlerine karşı. Özellikle Amanda'nın bencilliği... Katlanılmaz!
   Alice Laplante'nin kalemi oldukça karışık geldi bana. Hele başlangıçta konuşmaları, durum yazılarını, Jennifer'ın aklından geçirdiklerini asla ayırt edememek beni deli etti. Yazar kitap boyunca tek bir konuşma çizgisi veya tırnak kullanmamış düşünebiliyor musunuz?! Neden insan yazdığı metinlerdeki diyalogları tırnak içine alma gereği duymaz ki, anlayamıyorum. Amaç farklılık yaratmaksa bence bu pozitif bir farklılık olmamış. Beğenmediğim ikinci şey iç yaprakların kalitesi idi, neden bilmiyorum... Bunlar dışında sorunsuz güzel bir baskı yapmış Feniks Kitap, özellikle hiçbir baskı hatasının/yazım yanlışının olmayışı gerçekten beni mutlu etti. Önceki yorumlarımı okuyanlar bilirler bu konuda ne kadar dikkatli olduğumu :)) 

 Son olarak bu ilginç kitabın ortaya çıkış öyküsüne ve yazarın hayatına göz atmak isterseniz buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
Diğer yorumlar ve kitaptan alıntılar içinse BirKitapDostununGüncesi ve BirKitapzeninDünyası bloglarını ziyaret edebilirsiniz. Keyifli okumalar diliyorum sizlere şimdiden!

BENİM PUANIM: 4/5

1 yorum: