17 Ocak 2016 Pazar

Blog Tur: Ebenin Dantelli Donu - N. Linda Fraim



Kitap Adı: Ebenin Dantelli Donu
Yazarı: N. Linda Fraim
Yayıncı: Destek Yayınları
Sayfa Sayısı: 192






   Bu kitap hakkında yazacak, söyleyecek çok şeyim var. Nereden başlamam gerektiğini de bilmiyorum açıkçası; ama en doğrusu ilk olarak konusundan ve karakterlerinden bahsetmek olur sanırım.

   Yazarın kendi hayatından yola çıkarak ele aldığı kitapta olaylara tam ortasından dalış yapıyoruz. Ağırlıklı olarak klasik gelin-kaynana çekişmelerine, evlilik öncesi krizlere değiniliyor.   Baş karakter Lale bir psikolog, aynı zamanda çeşitli üniversitelerde ders veriyor, bir televizyon programına uzman olarak çıkıyor. İstanbul'dan  Kıbrıs'a uzanan yoğun bir hayat yaşıyor. Lale narsisizmin doruklarında bir karakter. Kitap boyunca narsisistik söylevleri, büyüklenmeleri o kadar çok çıkıyor ki karşımıza... son derece sinir bozucu! Kendi adıma söylüyorum Lale gibi bir karakterle karşı karşıya olmadığım için şanslı hissettim.

   Diğer karakterlerden de bahsedecek olursam, en çok öne çıkanlardan biri tabiki Cenk'in annesi yani Lale'nin müstakbel kayınvalidesi. Kıskanç, oğlunu başka bir kadınla paylaşma fikrini kaldıramayan, gelinine dünyayı dar etmeye meyilli tipik bir oğlan annesi.
Bir de Derya var. Lale'nin liseden arkadaşı, yıllar sonra tekrar görüşmeye başladıklarında yakın arkadaş oluveriyorlar. Hatta Cenk ile Lale'nin tanışmasına da o vesile oluyor. Tabi başlangıçta amacı onları bir araya getirmek falan değil tam aksine Cenk'le daha fazla yakınlaşmak. İşte bu noktada işler karmaşıklaşıyor, Lale'nin tuhaf tutumu sayesinde içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Söz konusu kitabın içeriği bu tip çekişmelerden, gel-gitlerden oluşuyor kısacası.

   Gel gelelim benim asıl içimi dökmek istediğim noktaya. Kitap hakkında eleştireceğim onca çok şey var ki... Her bir sayfa çevirişimde yazara da bu kitabı basan yayın evine de öyle çok öfkelendim ki anlatamam! İnanın bu yorumu yazarken bile başıma ağrılar giriyor!  HAYATIMDA OKUDUĞUM EN KÖTÜ, EN ÖZENSİZ KİTAPTI. Evet bu ağır bir itham farkındayım ama siz de benim gibi eğer dikkatli bir okuyucuysanız her sayfada anlatım bozukluklarına, inatla yanlış yazılan ve defalarca tekrarlanan kelimelere maruz kalsaydınız emin olun siz de aynı fikirde olurdunuz benimle. Hiçbir yazarın veya yayınevinin okuyucuyu bu şekilde gerizekalı yerine koymaya hakkı yok! Okurken düşünebildiğim şeyler şunlardı: ''yazar bu kitabı yazdıktan sonra acaba hiç dönüp tekrar okudu mu? '' veya ''yazar hayatında kaç Türkçe kitap okumuş olabilir ki sonucunda böyle bir eser ortaya çıkarabilmiş?!'' ve bu soruların ardından şu geliyor: ''Kitabı basıma onaylayan yayıncı tenezzül edip 1 kere olsun okumuş mu bunu?!!!!!'' , '' Bu yayınevinin yayın yönetmeni, yayın koordinatörü, editörü ve en önemlisi redaktörü ne iş yapıyor, hepsinin mi gözleri kör?!''
Tüm bu soruların ardından sizlerle de paylaşmaya karar verdim gördüğüm saçmalıkların bir kısmını. Tabi ki hepsini burda paylaşamayacağım ama en azından durumun vehametini anlatabilmek için bi kısmını sizlerin de görmenizi istiyorum! Buyrunuz..


'' Yapımcılardan bana program içeriğini bana mail olarak göndermelerini istedim.''  Sf. 42

'' Televizyonda programa çıkıyorum diye öyle peşimden sosyetik playboylar veya özünde züğürt olup da playboy olarak geçinen tipler akın akın peşimden gelmiyordu tabii ama gerçekten...''   sf. 47

'' Dahası bana kalsa daha da konuşurdum fakat her ne kadar bluetooth bağlantısı ile konuşuyor olsam da yine de Cenk kapatma konusunda ısrar etti... ''  Sf. 50

'' Etkilenmek aslında sanırım biraz hafif kalıyor sanki ama adamın se...'' sf.50

'' Neyse aradan zaman geçiyor ve zamanla işler sarpa sarmaya başlıyor ve ...'' Sf.51

'' Herhalde karşımda Obama da olsaydı ona da dümdüz sayardım muhtemelen çünkü film koptu bende.''

'' Bu esnada da yanlış hatırlamıyorsam da ben bunu Facebook üzerinden de paylaşmıştım ve bizim doğal olarak da Deniz de bu yazıyı okudu.'' sf. 56    Siz hiç bu kadar çok da'yı  de'yi bir arada gördünüz mü tek bir cümle içinde? Ya da bir sayfada ?

 



'' Akabinde sonra anladık ki hatun bu durumdan ...''  sf.64  

'' Bir de buna gecenin bir vaktini eklediğinde ben asla tek başıma hayatta gidemezdim oralara.'' sf.67


'' Allahtan sanırsam çok fazla şey istiyorum galiba...'' sf. 68


'' Hem ben öyle ne kıskanırım, ne de öyle trip atarım ve gider tanışırım da.'' sf.79 anlatım bozukluğunun dibine vurmak...


'' Belki de bizim karşımıza oturarak tadımızı kaçıracağını zannetti acaba?'' sf.80


'' Bana her geldiğinde hiçbir zaman eli boş gelmezdi... '' sf.83


'' Gerçi benim üst komşumla papazdım ben ve ...'' sf. 84


'' Ta ki bir akşam Cen işteydi ve ben de evdeydim.'' sf. 86


'' Her ne kadar sakin sükun kalmaya çalıştıysam terbiyemi bozmamak için çooook uğraştım o akşam.'' sf.89


'' Bana hiçbir şey zaman hiçbir şey söylemedin!'' sf. 91


'' Zannediyoruz ki obez olan insanlar hantal, yemek yeme arzusunu kontrol edemeyen ya da tembel insanlar olduklarını sanıyoruz.'' sf. 110


'' Hoca ile başladığımda 116 kiloyla başladım.'' sf. 114


'' Sen bu insanların geri zekalı olduğunu mu sanıyorsunuz?'' sf. 120


'' ... ve benim normal iş çıkışı maceram normalde bir buçuk saat sürerken altı buçuk saate çıktı ve ...'' sf. 136


'' ... her şey tamam, hep birlikte garaja indik Cenk'in ailesiyle birlikte.'' sf. 138


'' Ertesi sabah, sabahın köründe annem...'' sf. 147   söyler misiniz burda ertesi gün sabahın körü demek çok mu zor?!


'' En azından kısmi de olsa bu nişan olayı az da olsa tatlıya bağlandı sayılır.'' sf. 151


''Fakat bizim zamanımızda diye başlayacağım ama ben o kadar yaşlı da değilim ...'' sf. 165


'' Bu haltları insanlar yiyor sonrasında başkasına yüklüyor hatalarının kararlarını.'' Sf.165


'' Umarım anlamışsınızdır. Anlamadıysanız veya yanlış anlamalara meal vermemek adına ben iletmek istediğim mesajı net olarak söyleyeyim... ''  MEAL??!! MAHAL olmasın o!


Daha fazlasını yazıp sizleri bunaltmayacağım, yazarken bile beni sıkıntılar bastı sizler okurken ne düşündünüz bilmiyorum. Bu kadar bariz hataları yazarın veya yayınevinin görememesi bence mümkün değil, bu yüzden 2. ihtimal UMURSAMAMIŞ olmaları. Bu da demek oluyor ki biz okuyucuları zerre kadar önemsemiyorlar! Bir üniversitenin psikoloji bölüm başkanı olmuş kendi deyimiyle ''üç üniversite mezunu doktoralı bir sağlık psikoloğu, Türkiye'nin her köşesine gidip eğitim veren, televizyona çıkan ve çeşitli dergilere sürekli yazı yazan bir uzman''a hiç ama hiç yakışmamış böyle bir kitap, hele Destek Yayınları'na hiç!!!! Büyük hayal kırıklığı yaşadım kendi adıma.




BENİM PUANIM: 1/5

Daha nitelikli kitapların yorumlarında görüşmek üzere!

10 yorum:

  1. Öncelikle yorum için teşekkürler, gerçekten güzel bir blogger olmuşsun :) kitap konusunda düşüncelerime gelirsek... Çok merak ettiğim bir kitaptı ama yazım hatalarını görünce resmen soğudum. Bir-iki tane neyse insanlık hali ama bunda resmen abartmışlar. Cidden şu an kitabı almasam mı diye düşünüyorum. Tekrar yoruum için eline, emeğine sağlık :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim güzel düşüncen için. :) Kitap benim için gerçekten azaptı, yazım hatalarını geçtim ele tutulur doğru düzgün bir konusu da yoktu :/ bu yuzden paranı ve vaktini hiç boşa harcama derim ben. :))

      Sil
  2. Gerçekten detaylı bir inceleme yapmışsın. Bende yazım hataları olan kitaplarla karşılaşınca bari yarım bırakmıyim diyerek okumaya devam ediyorum. Kitabın konusunu pek incelememistim ama internette fazla karşılaşınca okumaya değer bi kitap heralde diye düşünüyodum. Parami daha değerli kitaplar için harcarim artık 😀😀

    YanıtlaSil
  3. Gerçekten bu yazı iyi oldu,almayı düşündüğüm bir kitaptı.

    YanıtlaSil
  4. Belkide kitap iyi çevirmen kötüydü.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Malesef öyle bir ihtimal yok çünkü kitap direk Turkce yazılmış, Linda hanimin bir tarafi Amerikalı, diğer tarafi Türk. Kendisi su an Kıbrıs'ta olsa da uzun yillar Turkiyede yaşamis birisi.

      Sil
  5. Yazar adından kitabın ceviri olduğu sanıliyor sanırim. Kitabi yazan kıbrısta psikoloji hocam. Anadili türkce merak etmeyin. Kitaba gelirsek. Bizim hoca bir kitap yazmiş dediklerinde zaten sıçtık demiştim. Emindim böyle berbat ortaya bir sey cıkacağı. Kitabın konusunun ve edebi dilinin kötü olacağindan emin gibiydim. Ama bu yazim hatalarini görünce çıldırdım. Hadi bu hoca edebiyatci degıl, yapmiş böyle hatalar ama bu yayınevinin hiç mi editörü yok. Koca bir yayınevi basacağı kitabı hiç mi düzenlemez. Kitabin kendine gelmesi icin minimum 3 baskıya ihtiyaç var

    YanıtlaSil
  6. Yazım hataları bir yana konu olarak çok zayıf. Gelin kaynana cekismesinden neler çıkar, lakin bu gelin hanım ve annesinin kaprisleri olmuş.

    YanıtlaSil
  7. Maalesef ki kendisi bizim okula bu sene geldi ve Sirel Karakaş'tan sonra bana bu hocacıcığımız ucuz işçi gibi geldi psikoloji hakkında kulaktan dolma bilgilerden başka birşey bildiğini pek sanmıyorum ben bile öğrenci olarak kendisinden daha çok şey biliyorum :) verdiği eğitimlerde kıyafetlerı zaten özensiz biraz dinleyiciye saygı duysa zaten yırtık kotla seminerlere çıkmaz zaten kendisinin 12 yıllık meslek hayatı var ama baltaya sap olamamış gibi... Tabi televizyonlardanda tanıyoruz kendisini ������ Yalçın Çakır'la gerçeğin peşinde izleyin şiddetle tavsiye ederim psikolojinizin bozulması için birebir siz izliceksiniz uzman psikoloğğğ para kazanacak :) daha çok komiklikleri var bu yardımcı doçentimizin de da de da de da ay pardon bende hocamızın de dalarından etkilendim sanırım Türkçe konuşmayı unutucam bu gidişle ������

    YanıtlaSil